حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2025-MB-TR-29 |
H. 10 Rabi-ul Evve 1447 M. Salı, 02 Eylül 2025 |
Seller de Olsa, Keşmir Meselesi de Olsa, Ekonomi de Olsa Ya da Hindistan’ın Nehirlerimizi İşgal Etmesi da Olsa... Sorunlarımızın Çözümü İçin O Sözde Uluslararası Düzeni Daha Ne Kadar Bekleyeceğiz?
Hayber Pahtunhva eyaletinin kuzey kesimlerini, özellikle de Buner ve çevresini vuran yıkıcı sellerde yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş; evler, hayvanlar, mülkler ve araçlar sulara kapılmıştı. Bu felaketin ardından şimdi de yeni sel dalgaları Pencap eyaletinden geçerek Sind eyaletine doğru ilerliyor. Daha önce şiddetli yağmurlar Karaçi’yi de vurmuştu. Biz Allah Subhânehu ve Teala’dan bizleri korumasını ve esenlik vermesini niyaz ediyoruz. Zira Allah ‘dan selamet ve afiyet dileriz, zira meteoroloji uzmanları yağışların süreceğini söylüyorlar. Yöneticilerimiz ise ellerini açıp beklemekten ve işi tamamen uluslararası düzene havale etmekten başka hiçbir şey yapmıyor! İşi gücü bırakmış, bütün bu felaketi sanki kendi iradeleriyle hiç ilgisi olmayan bir ‘iklim değişikliği’ masalına bağlıyorlar. Üstüne bir de, ‘Eğer uluslararası sistem devreye girmezse biz mahvoluruz’ havasındalar. İnsanların canının ve malının güvenliği kendilerine değil de sanki Birleşmiş Milletler’e emanetmiş gibi davranıyorlar!
Bu yöneticiler için milyonların sefaleti, sadece ‘yardım’ maskesiyle dünyadan para dilenmek için bulunmaz bir nimet! Ve tabii ki o paraların akıbeti belli: toplanan paralar doğrudan kendi ceplerine ve kasalarına iniyor. Geride bıraktığımız on yılda Pakistan, ‘iklim finansmanı’ adı altında her yıl 1.4 ila 2 milyar dolar arasında bir fon aldı. Özellikle 2020 yılında yaşanan sel felaketinin ardından 2021 yılı içerisinde Pakistan’a sağlanan finansman 4 milyar ABD doları seviyesine ulaştı. Dahası, gözlerini daha da yükseğe dikerek uluslararası sistemden mevcut ‘iklim yardımlarını’ tam sekiz katına çıkarmasını istedi. Bu talepler arasında, IMF’nin ‘Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik Fonu’ kapsamında iklim değişikliğine uyum ve afet riski yönetimi için ayrılan bir milyar dolarlık bir kaynak da bulunuyor. Nitekim 9 Ocak 2023’te Cenevre’de düzenlenen ‘İklime Dirençli Pakistan’ konulu uluslararası konferansta, Pakistan’ın 8 milyar dolarlık talebini bile aşan yardım sözleri verildi. Ancak bugüne dek bu vaatlerin %20’sinden daha azı yerine getirildi. İşte böylece bu yöneticiler, krizi çözmek için parmaklarını kıpırdatmak yerine tüm sorumluluğu uluslararası sisteme yıktılar ve bu esnada gelen paraların bir bölümünü ceplerine indirmeyi de ihmal etmediler.
Aslında bu acziyet sadece sel felaketine özgü bir durum değil. Bu, sorunlarımızın çözüm anahtarının uluslararası güçlerin elinde olduğuna, onlarsız ne adım atacak gücümüz ne de bir derdimize derman olacak takatimiz olduğuna iman etmiş yöneticilerin kronik bakış açısının bir yansımasıdır. Ne yazık ki yöneticilerimiz de politika belirleyicilerimiz de Batı’nın yönetim modellerine hayranlıkla bakıyorlar; onlara tabi olmayı ilerlemenin, çağdaşlığın ve profesyonelliğin tek yolu sanıyorlar. Zaten şaşmamak gerek, çünkü çoğu doğrudan o sistemin fırınında pişip önümüze konulmuştur. Aslında büyük güçlere iç işlerimize burnunu sokma ve kendi çıkarlarına hizmet eden planlarını bize dayatma fırsatını altın tepside sunan şey, tam da bu teslimiyetçi ‘vizyon’dur. İster Keşmir meselesinin Birleşmiş Milletler’in insafına bırakılması olsun, isterse hayati önemdeki İndus Suları Anlaşmasının Dünya Bankası’na emanet edilmesi olsun işte bunların hepsi bu çarpık zihniyetin acı meyveleridir. İster cari açık, ister bütçe açığı, isterse de enerji krizi söz konusu olsun; yöneticilerimiz, benimsedikleri bu vizyon gereği çözümü hep Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) dayattığı gündem ve reçetelerde aradılar. İşin en acı yanı ise, yine bu teslimiyetçi zihniyet yüzünden, toplumun farklı kesimlerinin hakları bile Avrupa ve Amerika’nın ajandalarına göre biçimlendiriliyor ve bu da haliyle Pakistan halkının dinmeyen protestolarına neden oluyor. Dahası, ‘kurumsal reform’ gibi süslü lafların arkasına saklanarak, Dünya Bankası veya Asya Kalkınma Bankası gibi kuruluşların emriyle devletin en mahrem kurumlarına bile pervasızca müdahale ediliyor. Pakistan’ın askerî ve savunma politikaları, sınır meseleleri ve Afganistan stratejisi Pentagon, CENTCOM ve ABD Dışişleri’nin kontrolünde yürütülüyor. İşte bu teslimiyetçi zihniyetin bir sonucu olarak, bağımsızlığımız uluslararası sisteme rehin verilmiş durumdadır İşin trajikomik yanı ise, bu yöneticilerin, sahip oldukları bu köle ruhlu zihniyet yüzünden ulusal sorunları çözmekteki beceriksizliklerini ‘Ne yapalım, Allah’ın takdiri!’ diyerek örtbas etmeye çalışmalarıdır. Eğer zerre kadar ahlaki cesaretleri olsaydı, çıkıp başarısız olduklarını adam gibi itiraf ederlerdi!
Oysa İslam’da Halife, halkın tüm işlerini eksiksiz bir şekilde yönetmekle yükümlüdür ve Müslümanların herhangi bir meselesini gayrimüslim bir otoritenin iradesine terk etmesi kesinlikle caiz değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir” [Nisa 141] Ayet, kafirlerin Müslümanların işleri üzerinde en ufak bir söz sahibi bile olunmasına izin verilmemesini emretmekte ve bunu kesin olarak haram kılmaktadır! İşte Halife, bu köle ruhlu zihniyeti ayaklar altına alacak ve Müslümanların tüm meselelerinin sorumluluğunu bizzat üstlenecektir. Mevcut bütçe kayıtlarına göre Pakistan, tam 8.2 trilyon rupiyi faiz ödemelerine kurban ediyor. Halife, haram olan bu para musluklarını sonuna kadar kapatacak ve bu kaynağı, halkımızı sellerden ve felaketlerden koruyacak dev projelere aktaracaktır! Şu bir gerçektir ki, bu yöneticiler ve onların temsil ettiği bu kanser gibi yayılan bağımlılık zihniyeti kökünden kazınmadıkça, Pakistan Müslümanlarının kurtuluşu mümkün olmayacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |