Logo
Bu sayfayı yazdır


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SD-BA-2025-RS-TR-48 H. 22 Safer 1447
M. Cumartesi, 16 Ağustos 2025

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü’nün 22 Safer 1447 / 16 Ağustos 2025 Cumartesi Günü Düzenlediği Basın Toplantısında Yaptığı “Sudan Halkına Çağrı... Güney’in Akıbetine Uğramaması İçin Darfur’a Sahip Çıkın” Başlıklı Konuşma

Hızlı Destek Güçleri (HDG), 26 Temmuz 2025 Cumartesi günü Güney Darfur’un başkenti Nyala’da, mevcut Sudan hükümetine karşı paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. HDG’nin bu hamlesi, El Faşer şehrinin bazı bölgeleri hariç büyük bölümünü kontrol altında tuttuğu Darfur bölgesini fiilen ayırma yolunda atılmış önemli bir adımdır. El Faşer şehir de bir yılı aşkın süredir ağır bir kuşatma altındadır ve ardı ardına gelen saldırılarla nefes almakta zorlanıyor. El Faşer de düşerse, o zaman bütün Darfur HDK’nin eline geçmiş olacak.

Ey Sudan halkı! Amerika’nın Darfur’u Sudan’dan koparmak için sahnelediği bu oyun, aslında yıllar önce başladı. Tıpkı Güney Sudan’ı adım adım bölünmeye götürdüğü gibi, aynı kirli senaryoyu şimdi de Darfur için işletiyor. Bu hain planın ilk perdesi, 14 Temmuz 2011’de imzalatılan ve adına ‘barış’ dedikleri o anlaşmayla açıldı. Bu anlaşmayla Darfur’a geniş bir özerklik verildi ki, zaten özerklik, bir ülkeyi parçalamak için atılan ilk adımdır, bir Truva Atı’dır. İşin ilginç yanı ise ABD, her ne kadar bu anlaşmanın mimarı olsa da onu kalıcı bir çözüm olarak görmemiştir. Çünkü nihai hedef, tıpkı Güney Sudan’da olduğu gibi tam bağımsızlıktır. Nitekim dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner de, anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından yaptığı açıklamada, “Bu anlaşma, Darfur’daki krizin kalıcı çözümü yönünde atılmış bir adımdır” ifadelerini kullanmıştı.

Amerika’nın Güney Sudan’ı böldüğünü ve şimdi de Sudan’ın geri kalanını parçalamaya çalıştığını kanıtlayan en önemli delillerden biri, eski başkan Ömer el-Beşir’in 25 Kasım 2017’de Rus Sputnik ajansına verdiği demeçtir. El-Beşir, Rusya’nın Sputnik ajansına verdiği röportajda ‘Darfur ve Güney Sudan meselelerinin ABD’den destek gördüğünü, ABD’nin baskıları altında Güney Sudan ayrıldığını’ söylemiş ve “Ellerinde, Amerika’nın Sudan’ı tam beş parçaya bölmek için çalıştığına dair istihbarat olduğunu” belirtmişti. İşte bu sözler, Güney Sudan’ı kimin ayırdığının ve şimdi de Darfur’u kimin koparmaya çalıştığının en açık kanıtıdır. Eğer bu plan -Allah göstermesin- başarıya ulaşırsa, Sudan’ın geri kalan bölgeleri de bir bir parçalanacaktır. Tıpkı daha önce 2 milyon insanın kanı pahasına Güney’i kopardığı ve şimdi de yüz binlerce insanın kanı pahasına Darfur’u ayırmaya çalıştığı gibi, bu yeni beş devletin sınırlarını da sizin ve çocuklarınızın kanıyla çizecektir. O halde, ey Sudan halkı! Bu kahpe planı bozmak, içinizdeki hainlerin ve münafıkların kökünü kazımak ve hayatınızın gidişatını düzeltmek için topyekûn ayağa kalkın.

Ey Sudan halkı! Mümin aynı delikten iki kez ısırılmaz. Bizler, Güney Sudan’ın koparılmasıyla Amerika tarafından bir kez zaten ısırıldık. Şimdi aynı hatayı tekrarlayıp Darfur’u da ayırmasına izin mi vereceğiz?! Buhari Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:

لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ“Mümin bir delikten iki kez ısırılmaz”

Hiçbir devlet topraklarının parçalanmasına izin vermez; zira birlik güç, ayrılık ise zayıflık ve zillettir. Peki ya İslam, ümmetin birliği ve varlığının bütünlüğünü hayat-memat meselesi olarak görmüşse durum nasıl olur? Arface’den rivayet edildiğine göre “Ben, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle buyururken işittim:

مَن أتاكُمْ وأَمْرُكُمْ جَمِيعٌ علَى رَجُلٍ واحِدٍ، يُرِيدُ أنْ يَشُقَّ عَصاكُمْ، أوْ يُفَرِّقَ جَماعَتَكُمْ، فاقْتُلُوهُ“İşiniz (yönetiminiz) tek bir adam üzerinde birleşmiş iken her kim gelir de asanızı parçalamak veya cemaatinizi (birliğinizi) bölmek isterse onu öldürün.”

Ey Müslümanlar! Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrettiği üzere, ülkenizin bütünlüğünü bir beka meselesi haline getirmeniz gerekirken, ülkenizin bölünmesine karşı nasıl sessiz kalıp hiçbir şey yapmazsınız? Söyleyin, siz kime boyun eğiyorsunuz? Sömürgeci kâfir Amerika’ya mı boyun eğiyorsunuz, yoksa canınızdan çok sevdiğiniz Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e mi?! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَما آتاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَما نَهاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقابِ“Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah’tan sakının, doğrusu Allah’ın cezalandırması çetindir.” [Haşr 7]

وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُوا فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ “Allah’a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimizin görevi sadece açıkça tebliğ etmektir.” [Maide 92]

Ey basın mensupları! İnsanları bölünme riskine karşı uyarmak gibi devasa bir sorumluluğunuz var. Kalemlerinizi ve medyanızı bir farkındalık platformuna dönüştürün. Sömürgecilerin ve onların ülkemizin birliğine kasteden komplolarına yardım eden işbirlikçilerinin planlarını deşifre edin. Unutmayın, sizler hakkın yılmaz savunucusu, batılın amansız düşmanı olmakla yükümlüsünüz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

قُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَمَا يُبْدِئُ الْبَاطِلُ وَمَا يُعِيدُ“De ki: ‘Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.” [Sebe 49]

Ey politikacılar! Liderler, yöneticiler ve toplumun önde gelenleri olarak, ülkenin birliğini koruma sorumluluğu, her şeyden evvel sizin omuzlarınızdadır. Bu birliği paramparça etmeyi hedefleyen her türlü projenin karşısında dimdik durmanız, yegâne kurtuluş reçetesidir. Sakın ha, sömürgeci kâfire yardımcılık etmeyin ki, sizin ellerinizle kendi hain emellerini hayata geçirmesin! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” [Hud 113]

Ey âlimler! Ey peygamberlerin varisleri! Yöneticileri hakka ve doğruluğa sevk etmek gibi ulvi bir göreviniz var. Sakın onların emir kulu, arzu ve heveslerinin aleti olmayın! Onların keyfine göre fetva veren dalkavuklara dönüşmeyin! Ve bedeli ne olursa olsun, hakkı haykırmaktan asla geri durmayın! Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

مَنْ كَتَمَ عِلْماً عِنْدَهُ أَلْجَمَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِلِجَامٍ مِنْ نَارٍ“Kim Allah’ın kendisine nasip ettiği bir ilmi ve bilgiyi gizlerse, Allah kıyamet günü o kişinin ağzını ateşten bir gem ile gemler.” Sizler de pekâlâ iyi bilirsiniz ki, bu ümmetin birliğine ve bütünlüğüne halel getirecek en ufak bir gevşeklik, büyük bir günahtır!

Ey subay ve ey askerler! Ey ülkenin birliğini korumak için namusu ve şerefi üzerine ant içenler! Göz göre göre bu yurdun paramparça edilmesine nasıl müsaade edersiniz?! Zira Allah, vermiş olduğunuz o yeminden/sözden dolayı sizi mutlaka hesaba çekecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وأنتم تعلمون أن التفريط في وحدة الأمة وكيانها هو إثم عظيم“Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” [İsra 34] Daha önce Güney Sudan’ı peşkeş çektiğiniz gibi, şimdi de Darfur’un koparılmasına sakın izin vermeyin! Boynunuzdaki bu vebalden kurtulun! Amerika’nın hain planlarının karşısında set olun ve ülkenizi paramparça etme tuzağını bozmak için orduyu derhal göreve çağırın!

Şunu iyi bilmelisiniz ki, bu boğucu felaketlerin ve sömürgeci kâfirlerin ardı arkası kesilmeyen komplolarının yegâne çaresi ve ilacı, İslam’a sadece bir inanç olarak değil, aynı zamanda bir yaşam sistemi olarak da geri dönmektir. Bu da ancak İslam Devleti olan Hilâfet’in kurulmasıyla mümkündür. Bunun gerçekleşmesi ise, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilâfet ikame etmek, kâfirlerin kökünü kazımak ve Müslüman beldelerini birleştirmek üzere Hizb-ut Tahrir’e nusret verilmesiyle olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan
Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07
http://www.hizb-sudan.org/
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.