Cuma, 23 Muharrem 1447 | 2025/07/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS-BA-2025-MB-TR-21 H. 20 Muharrem 1447
M. Salı, 15 Temmuz 2025

Nahda Barajı: Mısır ve Halkının İradesini Kırmak ve Bağımlılıktan Kurtulmasını Engellemek İçin Sahneye Sürülen Yeni Bir Amerikan Silahıdır

Etiyopya’nın 2011’de Mavi Nil üzerinde Nahda Barajı’nı inşa edeceğini duyurmasından bu yana, büyük bir siyasi ve stratejik suçun perdeleri bir bir aralanıyor. Basiretle bakan biri bu barajın, sadece bir su tesisi veya kalkınma projesi olmadığını, aksine Amerika’nın bölgeye ve ümmetin kalbi olan Mısır’a hükmetmek için kullandığı yeni bir sömürge silahı olduğunu görür. Amaç, Mısır’ı ekonomik, siyasi ve su baskısıyla yıldırıp başını kaldıramaz hale getirmektir. Kısacası, Nahda Barajı yeni bir tür dolaylı savaş taktiğidir.

Etiyopya yönetiminin dilinden düşürmediği o süslü “kalkınma hakkı” söylemine rağmen Nahda Barajı, asla Etiyopya’nın özgür iradesinin bir ürünü olmamıştır. Aksine Nahda Barajı, kökleri geçen yüzyılın ellili yıllarına dayanan, dikkatle planlanmış Amerikan projelerinin bir ürünüdür. O yıllarda, ABD Islah Bürosu’nun (U.S. Bureau of Reclamation) denetiminde, Amerikan şirketi Brown & Root, Mavi Nil üzerine barajlar inşa etme konusunda kapsamlı etütler gerçekleştirmiştir. O dönemden beri barajın mevcut konumu, ABD’nin Mısır ve Sudan üzerinde su kaynakları yoluyla hakimiyet kurmasını imkân veren en önde gelen projelerden biri olduğu belirlenmiştir.

Dolayısıyla bu baraj, Amerika’nın bölgeye yönelik vizyonunun bir ürünüdür; Afrika’da ve özellikle de Doğu Afrika’da bağımlılık haritasını yeniden çizmek için kullandığı araçlardan sadece bir parçasıdır. Amerika, dün nasıl Körfez’in zenginlik kaynaklarına işbirlikçi yöneticiler eliyle çöktüyse, bugün de Addis Ababa’daki nüfuzunu kullanarak Nil’in kaynaklarına çökmeyi amaçlamaktadır.

Zira Etiyopya, Amerika’nın bölgesel çıkarlarına göre yönlendirdiği ve mesajlarının zamanlamasını belirlediği bir maşadan başka bir şey değildir. Aynı kontrol mekanizması, muhalefet yapıyormuş gibi görünen ama hiçbir kritik adımı atmaya cesaret edemeyen Mısır yönetimi için de geçerlidir.

Nahda Barajı, Amerika’nın Mısır halkını açlık ve baskıya mahkûm etme politikasından ayrı düşünülemez. Su, hayatın kaynağıdır. Ve bu hayat kaynağının önemli bir bölümüne bu barajla el konulması, Amerika’ya, Mısır halkına karşı “susuzluk sopasını” sallama ve onların siyasi iradesini esir alma gücü vermektedir.

Amerika bu barajı sadece parayla değil siyasi ve diplomatik olarak da sonuna kadar himaye edip desteklemiştir. Uluslararası mahfillerde Etiyopya’ya kalkan olmuş, ona baskı yapılmasını veya bağlayıcı bir anlaşma imzalamaya zorlanmasını engellemiştir. Şimdi ise barajın tamamlanmasını resmî olarak onaylamakta ve başta Mısır ve Sudan olmak üzere bölge halkları üzerine uygulayacağı baskı politikasında Nahda Barajını istismar etmeye hazırlanmaktadır.

Güya egemenlik iddiasında bulunan Mısır rejimi, barajın inşasına başladığı günden bu yana sadece Amerika’nın müsaade ettiği çerçevede hareket etmiştir. Mısır rejimi, ne Etiyopya’nın 2011’de projeyi ilk ilan ettiği zaman, ne barajın ilk dolum aşamasında, ne de dördüncü dolumun ardından dahi herhangi bir somut adım atmamıştır. Etiyopya’nın barajın dolumunun tamamlandığını ilan etmesinin ardından bile Mısır rejimi sadece ‘çekince’ ve ‘biçimsel ret’ açıklamaları yayımlamıştır, somut bir tedbir almamıştır, aksine, milyonların hayatının tehdit altında olduğu bir zamanda bile Washington ve Tel Aviv ile güvenlik ve istihbarat işbirliğini sürdürmüştür.

Niçin? Çünkü bu rejim gerçek bir yönetici değil, efendisi Amerika’nın atadığı bir memurdur; Kendisi için belirlenmiş politikaları tatbik etmekte ve ülkenin maruz kaldığı tehditlerin büyüklüğü ne olursa olsun, kendisine müsaade edilen sınırların dışına çıkamamaktadır.

İşte bugün İslam beldelerindeki bütün rejimlerin durumu budur: Onlar, kendi kararını alamayan, yalnızca Batı’nın ajandaları ve sömürgeci efendilerinin rızası doğrultusunda hareket eden, işbirlikçi ve piyon rejimlerdir!

Nil Nehri, sömürge döneminden sonra kurulan Mısır, Etiyopya ve Sudan gibi ulus-devletlerin özel mülki olmayıp şeri hükümlere tabi kamu mülkiyetinden sayılmaktadır. Dolayısıyla herhangi bir varlığın, Müslümanlara yeni bir fiili durum dayatmak amacıyla sularına el koyması veya onunla oynaması kesin surette yasaklanmıştır.

Hal böyleyken, Mısır’ın Nil suyuna erişiminin engellenmesini veya Etiyopya’nın—gerçekte ABD’nin—kontrolündeki bir barajın gerisinde suyun depolanmasını nasıl tahayyül edebiliriz? Dahası, askeri bir işgalden farksız olan bu saldırganlık karşısında Müslümanların sessiz kalmasını nasıl izah edebiliriz?

Mademki halkın işlerini gözetmek devletin sorumluluğundandır, o halde bu saldırganlığı önlemek de onun görevidir. Bu vazife, Güvenlik Konseyi’ne şikâyette bulunmakla veya kınama bildirileri yayınlamakla yerine getirilemez. Aksine bu görev, ancak ve ancak önce siyasi iradeyi esaretten kurtarıp, sonra da bu zorbalara haddini bildirerek ve gasp edilen hakları geri almak için gerekirse demir yumruğu masaya vurarak yerine getirilebilir! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ“Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın.” [Bakara 194]

Şüphesiz Nahda Barajı meselesi, tıpkı ümmetin diğer bütün meseleleri ve krizleri gibi, sorunun sadece barajın kendisinde ya da Etiyopya’da olmadığını ispatlamaktadır. Asıl sorun; İslam Devleti’nin yokluğudur. İslam Devleti, insanların işlerini gözetecek, onlara yönelik saldırganlığı önleyecek ve onların su, gıda ve siyasi güvenliğini koruyacaktır.

Bu nedenle, İslâm ümmetinin şer’î ve siyasî vazifesi, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilâfet’i kurmak için ciddi bir şekilde çalışmaktır; Hilafet, aralarındaki sınırları kaldıracak, onları tek bir varlıkta birleştirecek ve Nil’i tüm tebaasının korunmuş kamu malı haline getirecektir.

Ey Kinane ordusunun samimi subayları! Ey Mısır’ın hayırlı evlatları! Ey göğüslerinde hâlâ imanın sıcaklığını ve İslam’ın izzetini taşıyanlar! Ey Mısır’ı ve halkını korumaya, zalimlerin kırbacı değil İslam’ın kılıcı olmaya yemin edenler!

Artık doğruları söylemenin zamanı gelmedi mi? Sizin de tıpkı Ömer, Halid ve Selahaddin gibi onurlu bir duruş sergilemenizin zamanı gelmedi mi? Bizi düşmanın insafına terk eden ve Nil’in hayat veren suyunu, bağımlılık pazarında bir hiç uğruna satan bu hain zümreyi defetmenin zamanı gelmedi mi? Bilin ki, Nil’in yukarısına inşa edilen bu baraj, sıradan bir baraj değildir! Aksine o, halkınızı can evinden vurmak için doğru anı kollayan, zehirli bir Amerikan hançeridir!

Tarihin kayıt tuttuğu ve bugünün unutulmaz bir fırsat sunduğu bilinmelidir. Önünüzde iki seçenek bulunmaktadır: Ya Allah’ın, zafer ve hakimiyet nasip edeceği kimselerden olup, İslam’ın yönetimini ve devletini kurmak ve ABD’nin Mısır ve halkı üzerindeki nüfuzunu ortadan kaldırmak ya da sessiz ve itaatkâr kalıp, bu sessizliğin ve vurdumduymazlığın günahının din gününe kadar aleyhinize yazılmasına razı olmaktır!

Hadi tıpkı Medine’deki Ensar gibi siz de bu dinin yardımcıları olun! İslam’ın bayrağını dalgalandırın, bu işbirlikçi rejimi devirdiğinizi ilan edin, ümmeti sömürgeci hegemonyadan kurtarmak ve Raşidi Hilafeti kurmak için Mısır’ı harekete geçme noktası yapın! Hilafet Nil’in suyunu da, Müslümanların kanını ve onurunu da koruyacaktır.

İşte bu an, sizin anınızdır! O halde sadıklara yaraşır bir şekilde Allah için kıyama kalkın! Unutmayın, zafer sizi beklemektedir. Ve şüphesiz ki Allah, iyi amelde bulunanların ecrini asla zayi etmez.

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” [Nisa 75]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER