Cumartesi, 22 Safer 1447 | 2025/08/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerika'nın İstediği Şey, Silahlar Kalsa Bile Yahudi Varlığının Resmen Tanınmasıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Amerika'nın İstediği Şey, Silahlar Kalsa Bile Yahudi Varlığının Resmen Tanınmasıdır!

Haber:

Lübnan'daki siyasi ve güvenlik haberlerinin çoğu, Yahudi varlığını hedef alan silahlar konusunun etrafında dönüyor ve siyasi analistler ile gazetecilerin çoğu bu konuya odaklanıyor.

Yorum:

Amerika, Yahudileri öldüren silahların Lübnan ordusuna teslim edilmesini istiyor ve çıkarına gördüğünde içeride veya komşu ülkelerdeki Müslümanlar arasında kullanabilmek için tüm insanların elinde kalan herhangi bir silah onun umurunda değildir.

Amerika, biz Müslümanların en büyük düşmanı olup bunu açıkça, hatta küstahça söylemiştir; zira ABD'nin Lübnan'daki temsilcisi Barrack, Lübnan devletine teslim edilmesi gereken silahların, mübarek Filistin'i gasp eden Yahudi varlığına karşı kullanılabilecek silahlar olduğunu, diğer herhangi bireysel veya orta ölçekli silahların olmadığını açıklamıştır; çünkü bireysel ve orta ölçekli silahlar, Yahudilerin varlığına zarar vermez, aksine ona hizmet ettiği gibi tekfirciler, aşırılıkçılar, gericiler, geri kalmışlık bahanesiyle Müslümanlar arasında veya mezhepçilik, milliyetçilik ve ırkçılık ve Müslümanlar arasında besledikleri diğer tanımlamalar bahanesiyle Müslümanlar arasında ya da hatta Müslümanlar ile yüzlerce yıldır birlikte yaşayan, bizden namus, mal ve canın korunmasından başka bir şey görmemiş, kendimize uyguladığımız kanunları kendilerine uyguladığımız, bizim lehimize olanın onların da lehine olduğu ve bizim aleyhimize olanın kendilerinin de aleyhine olduğu kimseler arasında savaşmaya tahrik etme konusunda Amerika ve tüm Batı'ya hizmet etmektedir.

En büyük düşmanımız Amerika, Yahudi varlığına zarar veren silahları yok etmek veya etkisiz hale getirmek istediğinde, neden politikacılar ve medyacılar buna odaklanıyor?!

Peki neden en önemli konular, Amerikan düşmanının talebi üzerine, derinlemesine araştırılmadan ve ümmet için olan tehlikesi ortaya konmadan medyada ve Bakanlar Kurulu'nda gündeme getiriliyor; gündeme getirenlerin en tehlikeli olanı ise, Yahudi varlığıyla kara sınırlarının belirlenmesi, yani bu gaspçı varlığı resmi olarak tanımak ve bundan sonra hiç kimsenin, sanki Filistin sadece Filistin halkına aitmiş gibi bizi ikna etmeye çalıştıkları gibi sadece Filisin halkının değil, tüm Müslümanların mülkü olan Filistin için herhangi bir silah taşımaya hakkı olmadığını kabul etmektir?!

Tehlikeli olan ise bu meseleyi bazen barış, bazen uzlaşma, bazen bölgedeki güvenlik, bazen de ekonomik, turistik ve siyasi refah ve bu mutant varlığının tanınması halinde Müslümanlara vaat ettikleri refah altında gündeme getirmektir!

Amerika, Müslümanların Yahudi varlığını asla kabul etmeyeceklerini çok iyi biliyor; bu nedenle Amerika’nın, Müslümanların dikkatlerini en önemli hayati meselelerden başka yöne çekmek yoluyla Müslümanların içine sızdığını görmektesiniz. Evet, Amerika bizim silah konusuna odaklanmamızı istiyor; ancak Amerika, eğer Lübnan resmi olarak Yahudi varlığıyla sınırların çizilmesini kabul ederse silah ne kadar güçlü olursa olsun bir fayda sağlamayacağını ve Yahudi varlığına karşı kullanılamayacağını biliyor; böylece Müslümanların başındaki yöneticiler ve Filistin otoritesi gerekçe gösterilerek Yahudi varlığı ve onun mübarek Filistin toprakları üzerindeki haklarını tanımış olacaktır.

Yahudi varlığını tanımak, Allah'a, Rasulü'ne, müminlere ve Filistin'in kurtuluşu için dökülen ve hala dökülmeye devam eden şehitlerin kanına ihanettir.Buna rağmen bizler hala Gazze Haşim ve Filistin'de savaşan bazı ümmetimiz için bir hayır umuyoruz ve onlar kanlarıyla bize şöyle diyorlar:Bizim için tüm bunlara ve daha fazlasına mal olsa bile Yahudi varlığını asla tanımayacağız...Peki Lübnan'da, koşullar ne kadar zor olursa olsun, Yahudi varlığının tanınmasını kabul edecek miyiz?! Bizimle birlikte silahı bıraksa bile Yahudi varlığıyla sınırların çizilmesini, yani onun tanınmasını kabul edecek miyiz?! Bu, çok geç olmadan cevaplamamız gereken bir sorudur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Cabir - Lübnan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER